
Çeyiz hayal gücünün, umudun, tatlı bir heyecanın, en önemlisi de emeğin ortaya çıkardığı bir sanat eseridir.

Binbir çiçeğin, desenin, rengin buluştuğu bir cennet bahçesi gibidir eski çeyizler. Orada çiçekler, meyveler, kuşlar, arılar, kelebekler ve tüm renkler ölümsüzleşir.

Doğaya ve onun yaratıcı gücüne, gizemine tutkundur anadolu kadını, el sanatlarında sanki doğa ile yarışır. O nedenle en güzel el işlemeleri, oyaları ‘çeyiz sergisi’nde görülürdü.

Kız beşikte, çeyiz sandıkta
Eski geleneksel yaşamda sandık çeyizi, kız bebesinin doğmasıyla başlar ve genç kızın evlenmesine dek sürerdi. Bunun için de “Kız beşikte, çeyiz sandıkta” denirdi.

Kız ‘donansın’ diye sandığa önce bir don konurdu. Bu inancın nedeni çeyizi az olan kıza “Sen bize donsuz geldin” denmesidir. Bu sözleri Anadolu’da hiçbir kadın duymak istemezdi.

El işi göz nuru
İşte geleneksel çeyizler; çeşitli inanışlarla, ev içi üretimiyle ve kadın el sanatlarının yaratıcı gücüyle oluşturulurdu. Böyle bir çeyiz hazırlanırken dokuma tezgâhları, çıkrıklar, mekikler, gergefler, tığlar, şişler çalışır; iplikler, teller, pullar iğne ucundan geçer, göz nuru dökülürdü.

Resimlerin bir kısmında görüldüğü gibi; renkler, bitkiler, çiçekler, dallar, budaklar, yapraklar, hayat ağacını temsil eden örnekler, bazı meyveler, arılar, kuşlar, yılanlar, akan sular, Osmanlıca yazılı dualar yaşamla ilgili birçok konuyu dile getirirdi.

40 günlük sergi
Bugün de önem verilen bu toplumsal ve sosyal gelenek, kadına el sanatlarının tüm dallarını 5-6 yaşındayken öğretmeye başlardı. Eğitmenleri, anneleri ve çevreleriydi. Böylece el becerileri geliştikçe, yaşları büyüdükçe kızlar arasında örnek, desen, renk, çeşitli oya türleri üretme yarışı başlardı.

Bahşişsiz çeyiz verilmez
Özenle hazırlanan çeyiz, özel bir törenle alınırdı. Eskiden at arabaları, atlar, develer yörelere göre hazırlanır ve hepsine çanlar bağlanırdı. Bu özel müzikal sesi duyanlar “çeyiz gidiyor” derdi. Şimdi motorlu vasıtalar süsleniyor; çan yerine korna çalınıyor.

Çeyizi almak için erkek tarafı, kadınlı erkekli sabah kuşluk vakti kız evine gelir ve çeyizi getirdikleri vasıtaya yüklerler. O sırada çeyiz sandığının üzerinde oturan gelinin kardeşi bahşiş almadan sandığı vermez. Sonunda her şey tatlıya bağlanır.

Kaynak: THY SkyLife
