
1. Evinizde sanat eserlerine yer verin
Sanat, üzerine vakit harcadıkça bilgilenebileceğiniz bir konu. Bir resme ya da bir heykele bakıp hemen karar vermeyin.

Sanatçısını tanımak, yıllar içindeki değişimini takip etmek, ne anlattığını öğrenmek, kendini ona yakın hissetmek, hatta mümkünse onunla konuşmak ve bir bağ kurmak gerek…

Evinizde mutlaka çok sevdiğiniz bir sanatçıya ait sanat eseri olmalı. Hatta bir kural koyabilirsiniz kendiniz için: “Her yıl bütçemi ayarlayıp, evime bir sanat eseri, resim ya da heykel alacağım.”

2. Klasiklerden en az birine sahip olun
4

Charles-Ray Eames, Le Corbusier, Arne Jacobsen, Frank O. Cehry, Frank Wroyd Wright, George Nelson, Verner Panton…

Yaşadıkları tarihlerde tasarım dünyasında çığırlar açan, çizgileriyle başkaldıran, yeni patikalar yaratan, bu dahilerin orijinal çizgilerini takip edin. Evinize en az birini misafir edin.

3. Aileden kalma eşyalara, objelere yer verin
7

Belki işe bir aile ağacı yaratmakla başlayabilirsin. Burada bulacağınız kendi hikayenizdir.

Geçmişini simgeleyen objeler ve eşyalara sahip olup, onlarla yaşamak, geçmişe saygının da bir göstergesi. Unutmayın ki siz de ‘geçmiş’ olduğunuzda sizi de yaşatacak eşyalar onlar olacak.

4. Modern markalardan birini edinin
Her ne kadar hızlı tüketim çağı, trendleri çok çabuk tükenip, firmalar üç ayda bir yeni koleksiyonlarını çıkarsa da, tarzınız her yeni gelen trendle biraz değişse bile, günümüz tasarımcıları, bugünün güçlü markaları bir şeyleri doğru yapıyor emin olun.

Philippe Starck ve Karim Rashid için iyi reklam yapıyor diyenleriniz, Ross Lovegrove’un organik çizgilerinden sıkılanlarınız olabilir.
Ama onlar, ‘Herkesin 5 dakika bile olsa ünlü olduğu’ günümüz yaşamına karşı aradan sıyrılarak kalıcı olmayı başardı.

Vitra, B&B Italy, Molteni, Minotti, Maxalto, Moooi, Moroso, Cappelini ve daha nicesi… Bu modern markaların tümü ülkemizde de satılıyor.
Teknolojik, ergonomik ve en yeni tasarıma evinizde yer açın. Onu koruyun çünkü onlar, geleceğin klasiği olacak.

5. Seyahatlerinizden hatıraları sergileyin
Farklı kültürlerin izlerini peşinize takın, onları evinizde yaşatmaya devam edin.

Etnik eşyalar, dinsel objeler, şans getiren heykeller ya da o romantik kentin en sevdiğiniz binasının küçük bir maketi…
Sizin seçimlerinizle, sizin hikayelerinizle ve anılarınızla daha da önem kazanan bu objeler, evinizi diğerlerinden farklı kılacak.

Bu esrarengiz rotalar ilham kaynağınız, enerjiniz, renginiz olacak.

6. Fotoğraflara yer açın
İster aile büyüklerine ait eski fotoğraflar olsun, ister bugünün dostları, eşleri, çocukları, teyzeleri olsun, evinizde fotoğraflarınız için köşeler yaratın.
Eski fotoğraflar çocuklarınızın ve sizin geçmişinize ışık tutar, aidiyet duygunuzu geliştirir.

Hatta bir aile ağacı yapmak da hiç fena bir fikir olmaz bu durumda.
Duvarlarınız ve çerçeveleriniz için fotoğraf seçerken hep mutlu anların, keyifli birlikteliklerin fotoğraflarını koyarsanız çevrenizde pozitif bir enerji yaratmış olursunuz.

Dostlarınızın eğlenceli fotoğraflarını komik magnetlerle buzdolabınıza asın. Antreler de bu tip fotoğraf köşeleri için ideal olur.

7. Evinizde taze çiçekler olsun
Kendine çiçeklerle bir dünya yaratmış olan tekstil tasarımcısı Tricia Cuild bakın ne diyor: “Çiçekler hem renk, hem grafik olarak hep etrafımdadır benim. Tazesini bulamazsam yapmasıyla yetinir, o da yoksa derginin birinden kestiğim fotoğrafını tam karşıma yapıştırırım. Birkaç dal zambak bile enerjimi değiştirmeye yeter.”

Yalın ve basit düzenlemeler çiçeklerin formunu daha güzel ortaya çıkarır. Aynı çiçekler birbirinden farklı vazolarda farklı etkiler yaratırlar.
Hangi boyda kesildikleri, düzenlemenin boyutları ve nereye yerleştirildikleri de önemlidir.

Tüm bunlar neşeli, duygusal, romantik ya da huzurlu ortamlar yaratabilirler.

Modern, kışkırtıcı ya da gizemli olabilirler. En kasvetli kış günlerinde bile, umut ve coşku verebilirler.

8. Kitaplarla dolu bir kütüphaneniz olsun
Kitaplar, dergiler, gazeteler, ansiklopediler, notlar… Okumaya dair her şey evinizde elinizin altında olmalı.

Milano Mobilya Fuarı’nda da gözümüze takılan devasa kitaplıklara bakılırsa, evdeki okuma köşeleri gitgide büyüyor.

En iyi dostunuzun ekip arkadaşlarına uygun köşeler yaratın.
Aradığınız kitapları bulmak için hafta sonlarında kitapçılarda, sahaflarda vakit geçirin, kendi ‘en güzel kitaplar’ listenizi oluşturun.
